TOBB Konferans Salonunda düzenlenen Trafik Güvenliği ve Karayolu Yolcu Taşımacılığı Çalıştayı’nın açılışında konuşan Muğla Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Karakuş, Türkiye’nin iki temel sorunun silahlı terör ve trafik terörü olduğunu vurgulayarak, “Trafik kazaları kader değildir, terördür. Son 10 yılda yaklaşık 50 bin insanımızı bu teröre kurban etmişiz” dedi.
“Bizim kültürümüzde insan hayatı her şeyden önemlidir” diyen Karakuş, “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın sözü felsefemizin temelidir. Biz iş adamları önce can sonra mal deriz. Zira can olmadan malın bir değeri yoktur. Türkiye’nin 2 temel sorundan biri silahlı terörse, diğeri trafik terörüdür. Trafik kazaları kader değildir, terördür. Son 10 yılda yaklaşık 50 bin insanımızı bu teröre kurban etmişiz. Başta İçişleri, Ulaştırma ve Milli Eğitim Bakanlıklarımız olmak üzere ilgili kamu kurumlarımızın son yıllarda attığı adımlar sayesinde bu belayla mücadele ülkemizin ilk gündem maddelerinden biri haline geldi” ifadelerini kullandı.
Karakuş, yapılması gereken düzenlemelerle ilgili çalışmaların meyvelerini almaya başladıklarını, meydana gelen ölümlü trafik kazalarının sayısının azalmaya başladığını söyledi.
Kamunun sadece sorunu tespit etmenin ötesine geçme iradesinin çok değerli olduğuna değinen Bülent Karakuş şunları söyledi: “Zira yeni yollarla, yeni araçlarla birlikte trafik kazalarının sayısı da artma potansiyeline sahip. Bakınız, son 15 yılda ülkemizde ulaştırma alanında çok ciddi yatırımlar yapıldı. Duble yollarla şehirlerimizi birbirine bağladık. Bu dönemde yaşanan refah artışı sayesinde araç sayısı da önemli ölçüde arttı. Bugün Türkiye’de 1000 kişi başı düşen otomobil sayısı 140 civarındadır. Ancak, AB ülkelerinde bu sayı 500’ün üzerindedir. Bu şu demek; zenginleşen Türkiye’de yollardaki araç sayısı artacak. Buna hazırlıklı olmalıyız. Trafik politikamızı, kentleşme politikamızı buna uyumlu olarak tasarlamalıyız”.
Trafik kazalarıyla topyekun mücadelenin önemine dikkat çeken Karakuş, “Bu öyle tek kurumun başarabileceği bir şey değil. Topyekûn bir seferberliğe ihtiyaç var. Meselenin bütün tarafları işte bu salonda. İçişleri Bakanlığımız trafik güvenliğinin sağlanması, Ulaştırma Bakanlığımız yol altyapısının sağlamlaştırılması ve Milli Eğitim bakanlığımız toplumun araç kullanımı konusunda eğitilmesinde görevli olan kurumlarımız. Özel sektör tarafında ise Karayolu Yolcu Taşıma Meclisimizin üyeleri buradalar. Sektör Meclisimiz bugüne kadar ilgili kamu kurumlarımızla çok yakın çalıştılar. Politika tasarımının özel sektör paydaşı oldular. Sektörün sorunlarını en üst düzeyde kamudaki karar vericilere aktardılar, birlikte çözüm ürettiler. Bu salondan çıkacak sonuç ve eylem planı meselenin çözümü noktasında bizlere mesafe kat ettirecektir. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği olarak Trafik Kazaları Çalıştayı’nın bir parçası olmaktan dolayı büyük bir mutluluk duyduğumuzu bir kez daha belirtmek isterim” dedi.
İÇİŞLERİ BAKANI SOYLU
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da “En önemli meselelerden bir tanesi bizim devlet olarak vatandaşla aramızda bir güven tesis etmemiz lazım. Bu konuda ‘tuzak radar’ olarak i̇fade edi̇len uygulamayı kaldırdığımızı ifade etmek istiyorum.” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Binali Yıldırım’a ulaştırma ve trafik konusunda yaptıklarından dolayı teşekkür ederek başlayan Soylu, 2012’de yayınlanan “Karayolu Trafik Güvenliği Strateji̇si̇ ve Eylem Planı”nın karayolu güvenliği meselesini, ilgili tüm kesimleri̇ i̇şi̇n i̇çi̇ne katarak çözme yönünde bi̇r i̇rade ortaya koyduğunu ve bu kapsamda temmuz ayında İçişleri Bakanlığınca bu çalıştayın yapılması kararının alındığını söyledi.
Soylu, düzenledikleri kampanyaların ve etkinliklerin amacının sadece farkındalık yaratmak olmadığını, kamuoyunun beklentilerine cevap vermek zorunda olduklarını, bunun için böyle bir çalıştay düzenlendiğini anlattı.
Trafik güvenliği konusunda sivi̇l paydaşlarla, idareyi aynı masada bi̇r araya getirmeyi, herkesi̇n fikri̇ni̇ almayı ve karşılıklı istişarede bulunmayı amaçladıklarını belirten Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Elbette ki̇ buradan bi̇r sonuç bekliyoruz. Buradan çıkacak fi̇ki̇rleri̇n, yayınlanacak sonuç bildirgesinin i̇leri̇deki̇ günlerde mevzuat noktasında atacağımız adımlarda bi̇zlere rehberlik etmesini amaçlıyoruz. Elbette ki̇ devlet, bakanlıklar, tek başına da mevzuat düzenlemesi yapabilir. Ama trafik meselesi, yap-boz veya deneme-yanılma i̇le i̇ş yapma lüksü olmayan bi̇r meseledir. Doğrudan i̇nsan hayatıyla ilgili bi̇r meseledir. Dolayısıyla, atacağımız her adımı i̇yi̇ tartmak, bütün tecrübe ve bi̇ri̇ki̇mlerden i̇sti̇fade etmek, i̇yi̇ düşünmek ve meseleyi hızlıca halletmek zorundayız. Zaman kaybedemeyiz. Esasen bu çalıştaya gelene kadar İçi̇şleri̇ Bakanlığı olarak trafik meselesinde yeni̇ bi̇r yaklaşımı da ortaya koymaya çalıştık. Bu amaçla, daha önce de bi̇r vesileyle bahsettiğim Trafik Güvenliği Uygulama Politika Belgesi’ni hazırladık. Yani İçişleri Bakanlığının kendi çerçevesi, kendi sorumluluklarımız içerisinde trafik politika belgesini hazırladık. Bu belge, temelde karayolu güvenliği noktasında bi̇r yol hari̇tası ve bizim için uygulama birliğini gerektiren herkesin Hakkari’deki bir trafik polisinin de jandarmanın da Edirne’deki bir trafik polisinin de jandarmanın da kaymakamın da valinin de emniyet müdürünün de jandarma il komutanın da herkesin bir uygulama birlikteliği içerisinde bir yol haritasını kendi içimizde oluşturmaya çalıştık.”
MİLLİ EĞİTİM BAKANI YILMAZ
Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ise konuşmasına uyum haftasının başladığı günlerde okul ve taşımalı eğitim servis araçları için alınacak güvenlik tedbirlerinin de görüşüleceği çalıştayın düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür ederek başladı.
Trafiğin özellikle bayram günleri ile eğitim öğretim yılının başlangıcında gündemin ilk sıralarına yükseldiğini dile getiren Yılmaz, trafik sorununun çözümünün ilgili kurum ve kuruluşların iş birliği ile mümkün olabileceğine işaret etti.
Trafik güvenliğinin yüzde 100 sağlanmasının, Türkiye gibi dünyanın da ortak meselesi olduğunun altını çizen Yılmaz, konunun Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nun 2 Mart 2016 tarihli toplantısında ele alındığını ve 2011-2020 yılları arasında trafik güvenliğinin sağlanması ve kazalar kaynaklı ölüm vakalarının yüzde 50 azaltılması amacıyla bazı kararlar alındığını hatırlattı.
Türkiye’nin de 2012’de Trafik Güveliği Eylem Planı’nı açıkladığını ve bu planda konuya ilişkin tüm paydaşların görev ve sorumluluklarını belirlendiğini anlatan Yılmaz, bu kapsamda Milli Eğitim Bakanlığına da görevler düştüğünü söyledi.
BAKAN ARSLAN
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan da bilgi ve paranın serbest dolaşımı esasına göre yeniden şekillenen günümüz dünyasında başta teknolojik, siyasal ve sosyal alanlar olmak üzere hemen her alanda baş döndürücü gelişim ve değişimler yaşandığını belirten Arslan, bunların lokomotifinin ise ulaştırma sektörü olduğunu dile getirdi.
Ulaştırmanın en önemli kollarından biri karayolu taşımacılığının çağın gereklerine, teknolojisine ve güvenlik ile rahatlık ihtiyaçlarına göre geliştirilmesi zorunluluğunun göz ardı edilemez gerçek olduğunu ifade eden Arslan, yıllarca denetime tabii tutulmadan yapılan faaliyetlere 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile son verdiklerini anımsattı.
Okul Servis Araçları Hizmet Yönetmeliğinin “Okul servis araçlarının kiralanması” başlıklı maddesinde, bu araçların hangi şartlarda kiralanabileceği hususunun düzenlendiğini hatırlatan Arslan, şöyle devam etti:
“Okul servis aracı işleten kişi ile anlaşma yapılması halinde dahi taşıma yapılacak taşıtların okul servis aracı olması gerektiği, taşıt sahibi firmaların da ilgili yönetmelikte öngörülen yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiği açıktır. Söz konusu yönetmelik çerçevesinde öğrenci taşıyacak araçların özel izinli taşıtlar olması şartı aranmaktadır. Ayrıca servis şoförü ve rehber personeli olunabilmesi için uyuşturucuyla ilgili ve çocuk istismarı suçlarından affa uğrasalar dahi hüküm giymemiş olması gerekliliği zorunluluktur. Bu konuda bakanlıklar ve kolluk kuvvetlerince her türlü denetim yapılmakta.”
998