Yatağan

YATAĞAN

Neredeyim?


Gülümse, nefis, küçük, şirin ve misafiri çok seven bir Ege ilçesindesin. Yatağan’dasın.
Yatağan; Muğla-Aydın karayolu üzerinde Muğla’ya 28 km., Aydın’a ise 79 km.
mesafede bir Muğla ilçesi. Denize kıyısı olmayan Yatağan’ın; Yatağan Dağı’nın
eteklerine kurulmuş 5 beldesi birbirinden güzel 39 köyü var.


Kuzeyinde Gökbel ve Yatağan Dağları, güneyinde Marçal Dağı ve Bencik Dağları, doğusunda Göktepe Dağları ve batısında Aldağ ve Kurukümes Dağları çevreliyor Yatağan’ı. Kavaklıdere, Muğla Merkez, Milas ve Aydın’ın Çine ise komşu ilçeler.


Yüzölçümü 1772 m2 olan ilçenin deniz seviyesinden yüksekliği 365m.’dir.

 

Tarih


Anadolu’nun güneybatısında yer alan Yatağan, Antik Çağda önce Karya ve sonrasında da Menteşe Devleti olarak anılan medeniyetlerin sınırların içinde yer aldı. O nedenle ilçenin hem tarihçesi hem de sahip olduğu kültür mirası; oldukça eskilere dayanıyor.


Karyalılardan sonra bir süre sonra Pers egemenliği altına giren bölgeyi, M.Ö. 334 yılında Büyük İskender Perslerden geri alır. Bölgede 200 yıl kadar Karyalılar yaşar. Büyük İskender bölgeden çekildikten sonra Roma İmparataorluğunun egemenliği altına giren Yatağan, imparatorluğun 395 yılında ikiye ayrılması ile Doğu Roma İmparatorluğu sınırları içinde kalır. 800 yılında Abbasîlerin egemenliği altına girmesiyle de İslamiyet yayılmaya başlar.


1071 yılında Malazgirt Savaşı’ndan sonra Anadolu Selçuklu Devleti zamanında Kuri Bey denizden gelecek saldırılara karşı bu yörede görevlendirilir. Devletin yıkılma süreci içine girdiği dönemde 1243 Kösedağ savaşından sonra ise Kuri Bey’in torunu Menteşe Bey bağımsızlığını ilan ederek Menteşe Beyliği’ni kurar. Menteşe Beyliği 1389 yılında Osmanlı Devleti’ne bağlanır. 1402 yılındaki Ankara Savaşından sonra Moğol baskısından kurtulmak isteyen Ahiler’in bir kısmı Menteşe yöresine yerleşir ve burada Ahiköy’ü kurarlar. Ahiköy 1848 yılına kadar Bozüyük Bucağı’na bağlı köy olarak kalır. 1848-1864 arasında Bozüyük İlçesi’ne bağlı bir belde olur. 1944 yılında ise Yatağan ismini alarak Muğla il sınırları içine girer.


 Ne yemeliyim?

Bölge nüfusunun büyük bir kısmını oluşturan Yörükler arasındaysa beslenmenin temel öğeleri et ve süttür. Sebze kurutma, pekmez, reçel, tarhana, keşkek yapımına dayalı beslenme geleneği ve seracılığın yörede yaygınlaşması; meyve ve sebzeye hem üretim, hem de tüketim açısından büyük ivme kazandırır. Radika, ebegümeci, devetabanı, bakla ve patlıcan bölgenin en sevilen sebze ve otları arasında başı çeker. Baklagiller ve sebze çeşitleri Muğla mutfağının en sık rastlanan yemeklerini oluşturur. Kazayağı, turp otu, tekesakalı, kuşyüreği, sığırdili, tereotu, dalgan, devetabanı, ebegümeci, ıspanak, kişkincik, kuzukulağı, kapçık, ballık gibi yabani otlar, daha çok zeytinyağında kavurularak e sarımsak ile sotelenerek yenir. Bazen de yağ, soğan ve salçayla hazırlanan sosla; ya da bulgur veya pirinçle pişirilir. Kimi zaman da üzerine ekşilik katılır. Muğla ve Yatağan yöresinde, sebze yemeklerinin başında bamya, börülce “karnıkara”, baklagillerde ise nohut ve fasulye gelir. Sebzeler genellikle zeytinyağı ile pişirilirken baklagiller genel olarak etle birlikte pişirilir.

Her damakta unutulmaz tatlar bırakan Muğla Mutfağının, Yatağan’a özgü en güzel tariflerini denemeye var mısın?

Nereleri gezmeliyim?


Yatağan’ı sadece Termik santrali ile mi biliyorsun? Bir kere daha düşün…
Çünkü Yatağan, aslında çok sayıda doğal ve tarihi zenginliği barındırır içinde. Örneğin, Çine yönünden Yatağan’a giriş yaparsan, Çine vadisinin olağanüstü güzelliği bırakmaz peşini. Çine vadisi içinden akan ve yılın altı ayı zakkumlarla çevrili deresi, ilginç kaya şekilleri, tarihi köprüsü ile mutlaka görülesidir. Belen Değirmeni, Hacı Şükrü Evi, İlyas Bey Camii, Osman Hamdi bey Evi, Kültür Yolu’ndaki İsa Freskleri, Marsiyas Çayı ve heykelleri, Tarihi Belen Kahvesi ve Aplengeç Köprüsü; Yatağan’ın en güzel köşeleri arasında. Ayrıca ilçe merkezindeki pek çok yöresel dükkan ve yöresel esnaf lokantası da seni bekliyor.

Neler yapabilirim?


Yatağan her yıl bir çok festival ve etkinliğe ev sahipliği yapıyor.

 

Yörük kültürünün izlerini taşıyan deve güreşleri ve uluslararası motosiklet festivalleri yöreye büyük heyecan ve canlılık katıyor.